1.
(I) Yurdumuzda tek türüyle tanınmasına karşın, ortancaların bilinen 23 türü var.
(II) Bunlardan biri, boyu 15-20 metreye ulaşan sarmaşık türü. (III) Bir başkası
ise sonbaharda yaprakları şarap rengini alan türü. (IV) Ortancalar, kimi türleri
dışında, batıya bakan yönde dikilmeyi seviyor. (V) Sabah güneşinin, narin
çiçeklerini yakma tehlikesi olduğundan, bu bitkiyi asla doğuya bakacak yönde
dikmeyiniz. (VI) Dikerken, büyüyüp serpileceklerini hesaba katarak, iki bitki
arasında 1,52 metre boşluk bırakmayı unutmayınız.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf hangi cümleye başlar?
A) ll.
B) lll.
C) IV.
D) V.
E) VI.
2.
Toroslar'da yaşayan ve geçmiş çağların birikimine sahip olan bu insanlar oldukça
tutkulu kişilerdi. Her şeyi yoğun bir biçimde yaşarlardı; aşkı, kini, öfkeyi...
Konuşmalarının bir ucu biraz destan, masal kokardı. Bunların içinde roman
kahramanı olabilecek pek çok insan vardı. Zihinsel yapıları batılı değil, doğulu
insanlarınkine benzerdi. Onlar, doğulu bilgeler gibi düşünürlerdi. İnsan aklının
ucundan geçmeyecek, şaşırtıcı davranışları, öfke biçimleri, zihinsel
yaratıcılıkları vardı.
Aşağıdakilerden hangisi, Toros insanının bu parçada değinilen özelliklerinden
biri değildir?
A) Gezici bir yaşam
sürmeleri
B) Sevgilerinin ve
öfkelerinin aşırı oluşu.
C) Eski kültürleri
izlerini taşımaları.
D) Konuşmalarının,
gerçeklerden uzak bir yanının olduğu
E) Alışılmışın dışında
bir nitelik taşımaları
3.
İlk kez, bir Türk fotoğraf sanatçısı Avrupa'da adını duyurdu. Hazırladığı
Kapadokya albümü "En İyi Yayınlar" kataloguna girdi. Onun fotoğraflarına
bakanlar, bir Rembrandt tablosuyla karşı karşıya olduklarını sanabilirler. Art
arda albümler yayımlayan sanatçımız, üniversitede belgesel, görsel iletişim ve
karanlık oda teknikleri konularında da ders veriyor.
Bu parçada, sözü edilen fotoğraf sanatçısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Avrupa'da tanındığına
B) Fotoğraflarının sanat
değeri taşıdığına
C) Alanında, öğrenciler
yetiştirdiğine
D) Yeni bir teknik
geliştirdiğine
E) Çok sayıda yapıtı
bulunduğuna
4.
Yirmi beş yıldan beri yaptığı çevirilerle bizleri dünya edebiyatının ustalarıyla
tanıştırdı. Böylece çorak dünyamızı zenginleştirdi. Çok sevdiğim, ama yüzlerini
göremediğim nice dostlar edindim onun çevirileriyle. Dilin tadını duyurduğu için
uzaktan uzağa sessiz teşekkürlerimi sundum ona. Hep usta yazarların arkasına
gizlenmeye çalışan bu çevirmenimizin, kendi yaratılarıyla ortaya çıkacağı zamanı
merak ediyordum. Yazar, yeni şiir kitabıyla bu merakımızı gidermekle kalmadı;
asla unutulmayacak, yaşlanmayacak, sevgi dolu yüreğinden kopan aşk şiirleriyle
yorgun ruhlarımızı yıkadı.
Bu parçada sözü edilen yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Çevirilerinde dili
ustalıkla kullandığına
B) Okurlarının, ünlü
yazarları tanımasına aracılık ettiği
C) Çevirilerindeki
yetkinlikle okurların beğenisini kazandığı
D) Şiirlerin de
okurların üzerinde etkili olduğu
E) Şiirlerinde duygusal
konulardan uzak durduğu
5.
Yapıtlarında hem konu, hem de kişi yönünden bir zenginlik vardır. Özellikle
öykülerinde, yer yer halkın konuştuğu dile başvurur. Anlattığı kişilerin iç
dünyasını, psikolojik yapısını sergilemesi, önemli bir özelliğidir. Zaman zaman
yergisel gülmeceye de yer verir. Yansıtmak istediği gerçekleri yarattığı
karakterlerle anlatır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine
varılamaz?
A) Kişilerin duygu ve
düşüncelerini ele alır.
B) Anlatımı
etkileyicidir.
C) Gerçeklerden yola
çıkar.
D) Toplumdaki
eksiklikleri, yanlışlıkları vurgular.
E) Düşüncelerini
kahramanları aracılığıyla belirtir.
6.
İnsan olarak duygularımız, düşüncelerimiz birbirine çok benzer. Onları bize özgü
kılan, bizden başkasının yaşamamışlığını kesinleştiren, özelleştiren, seçilen
sözcükler, sözdizimidir. Sözcüklerin, sözdiziminin bize ait olduğunu nasıl
anlayacağız? Başka şairlere benzemeyerek. Bu ise, şairliği seçen kişinin ciddi,
derinlemesine bir edebiyat, özellikle de şair okuru olmasını zorunlu kılar.
Bu parçada şairle ilgili olarak vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şairliğin yorucu bir
uğraş olduğunu bilmesi
B) Okumadan hoşlanması
C) Kendine özgü bir şiir
dili kurması
D) Yaşayışını ilginç
kılması
E) Konu bakımından özgün
şiirler yazması
7.
Çağdaş toplum, birinin attığı adımdan ötekini sorumlu tutuyor. Neden uyarmadın,
neden doğru yolu göstermek elindeyken boş verdin, neden "Bana ne!" deyip geçtin,
sen bu toplumda, bu yeryüzünde değil miydin bunca kırıp dökmeler, yıkımlar
yapılırken?...
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Neden sen de
kötülüklerle savaşmadın?
B) Neden bu insanlara
yardımcı olmadın?
C) Niçin yalnız kendini
düşündün?
D) Niçin kendini savunma
gereğini duymadın?
E) Niçin haklıların
yanında yer almadın?
8.
Sert bir anne olup olmadığımı biliyorum. Çocuklarım daha çok küçük. Onlara karşı
kendi annem ve babam gibi olmak istiyorum. Çünkü bize bir şeyi kırmışsak
onarmamız; bir şeyi istiyorsak başarmamız gerektiği öğretilmişti. Böylece yalnız
ve yalnız kendine güvenmeyi öğreniyor insan.
Bu sözleri söyleyen anneyle ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine
varılamaz?
A) Çocuklarının kendi
güçlerine inanmalarını istemektedir.
B) Çocuklarını
büyütürken, nasıl bir tutum sergileyeceğini bilmektedir.
C) Çocuklarını
yetiştirirken büyüklerini örnek almaktadır.
D) Çocuklarına karşı
yenilikçi davranışlardan kaçınmaktadır.
E) Çocuklarına
sorumluluk duygusu aşılamak istemektedir.
9.
I. Grip bulaşıcı bir
hastalıktır.
II. Hastalananlardan
kimileri bunu ayakta geçirir.
III. Kimileri de
parmaklarını kıpırdatamayacak kadar halsizleşir ve günlerce yatar.
IV. Bu yüzden gribe
yakalanan aile bireylerinden biri iyileşirken bir başkası hastalanır.
Yukarıdaki cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan sıralanışı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) II-VI-IIII
B) IIII-VIII
C) III-VI-III
D) II-IIII-VI
E) IIII-VII-I
10.
(I) Bilim ve teknik son yıllarda, yapılan buluşlar ve ilerlemelerle insanoğluna
uzun yaşama olanağını sağlamaya çalışmaktadır. (II) Bunun sonucu olarak,
insanlar, bugün öldürücü hastalıklara, salgınlara karşı daha iyi
korunmaktadırlar. (III) Bilim ve tekniğin başarısı saymalıyız bunu. (IV) Bunun
yanında bilim ve tekniğin kimi olumsuz yanlarını da gözümüzde büyütmemeliyiz.
(V) Her ikisinin de olumsuz yanları vardır. (VI) Çünkü bilim ve tekniğin
parçaladığı atomu, insanlığın yararına ya da zararına kullanmak insanın
elindedir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) ll
B) lll
C) IV
D) V
E) VI
11.0zan,
ne yapıp edip kendini yeniliyor, şiirin yeni anlatım olanaklarını gözden
geçiriyor. Onun şiir çizgisinde değişik dönemler, dolayısıyla, ilk bakışta,
birbirine karşıt izlenimi veren yaklaşımlar görüyoruz. Ne var ki şiirlerini
dikkatle incelediğimizde, bu dönemlerin incecik ama güçlü bir bağla eklem
yerlerinden birbirlerine bağlandığını, birbirinin özsuyu ile beslendiğini fark
ediyoruz.
Bu parçada, sözü edilen ozanla ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirleri farklı
dönemlere ayrılabilse de bu dönemler arasında yine de bir ilişki vardır.
B) Şiirleri, her
okuyuşta okuruna yeni tatlar verir.
C) Her şiirinde karşıt
duygu ve düşüncelerden yararlanarak anlatım olanaklarını genişletir.
D) Farklı dönemlerde
yazdığı değişik, duygulu, etkileyici şiirleri vardır.
E) Her şiirini, bir
önceki şiirinde ele aldığı duygu ve düşüncelerden etkilenerek yazar.
12.
Yazarımızın her türündeki başarılı örneklerine karşın, onun en güçlü yanı bence
ozanlığıdır. Şiirlerinde katkısız bir içtenlik, güçlü bir duyuş ve seziş,
kendine özgü ses yapısı vardır. Türkçesi temiz ve yalındır. Yapmacıktan,
taklitten kaçma, sade bir güzellik arama çabası hemen her şiirinde kendini
gösterir. Dünyamızı ve hayatımızı sevdiren
(bilgi yelpazesi.net)bir sevinç peşindedir o. Hele aşk şiirlerindeki yaşama sevinci, doğa sevgisiyle
el ele verdi mi. sanki tadına doyum olmaz bir ezgi çıkar ortaya.
Bu parçada kendinden söz edilen ozanın şiirdeki temel amacı aşağıdakilerden
hangisi olabilir?
A) Katışıksız ve
içtenlikli şiirler yazma
B) Yazında temiz ve
yalın bir dil kullanma
C) Şiirde sadece doğal
güzelliğe ulaşma
D) Şiirle insanlara
yaşama sevinci verme
E) Farklı bir yapı
oluşturma
13.
Halit Ziya Uşaklıgil, yaşlılık fotoğraflarından birinin altına şunları
yazmıştır: "Bu ihtiyar adamın fotoğrafına bakarken inanamıyorum, mümkün müdür bu
ben olayım? Ben ki henüz çocukluktan çıkmadım."
Halit Ziya Uşaklıgil, bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini belirtmektedir?
A) Yaşlılığın, herkesi
farklı biçimde etkilediğini
B) Duygularla dış
görünüşün birbirine uymadığını
C) Yaşlıların,
kendilerini genç gösteren fotoğrafları sevdiklerini
D) Çocukluk yıllarının
hep özlemle anıldığını
E) Yazarların, kendi
kendileriyle alay edebildiklerini
14.
Chicago'da şöyle bir deyiş vardır: "Chicago'nun havasını beğenmediyseniz, bir
dakika daha bekleyin." Michigan Gölü kıyısındaki küçük kasabanın karla kaplı
olduğu gün, kentin banliyölerinde ılık ve güneşli bir havayla
karşılaşabilirsiniz. Ya da gün içinde hava sıcaklığında büyük değişiklikler
görebilirsiniz. Bu kentte yaşayanlar buna "göl etkisi" adını vermişler.
Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına uygun olarak
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Kent, renkli
kişiliğini buradan almıştır.
B) iklimle doğal
çevrenin uyum içinde olduğu bir başka kent yoktur.
C) Bu kentin havası
oldukça değişkendir.
D) Bu kentin
etkileneceğiniz bir özelliğiyle nasıl olsa karşılaşırsınız.
E) Belki siz,
başkalarının tersine, beğenmişsinizdir.
15.
Bir süredir babamın yayınlama olanağı bulamadığı, benliğinin rengarenk
parıltılarını cömertçe serpiştirdiği "Nesir Yazılarını topluyorum. Şiir ve
resimlerini toplarken nasıl sonsuz bir haz duyduysam, babamın yazılarını
derlerken de öyle engin bir mutluluk duydum. Tadına doyamadığım, tam erişmişken
kaybettiğim babamı, bana geri getirdi bu yazılar. Böylece onu daha yakından
tanıdım; sevinçten, mutluluktan uçar gibi oldum. Gönlümde milyonlarca ağaç çiçek
açtı.
Bu parçada sözü edilen baba, aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Geçimini sanatıyla
sağlamış olması
B) Kişilik izleri
yazılarına yansıyan
C) Oğlu üzerinde olumlu
etkiler uyandıran
D) Kitaplara girmemiş
düz yazıları bulunan
E) Sanatın birkaç
dalıyla birden ilgilenen
16.
Dün akşamdan bu yana durmaksızın, ustalıkla, telaşsız, kendinden emin bir
tavırla kürek çekiyordu. Kimi zaman belli belirsiz bir yel esiyor, sonra
yitiriveriyordu. Delikanlının ter kokusuna küreklerden gelen deniz kokusu
karışıyordu. Delikanlı denizin apak kesildiğini görünce yorgunluğunu unuttu.
Seher yeliyle birlikte içine onu alıp uçuran bir sevinç geldi oturdu.
Bu parçadaki kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Denizdeki
değişiklikten etkilendiği
B) Yaptığı işin
inceliklerini bildiği
C) Korku içinde olduğu
D) Ruhsal durumunun
değiştiği
E) Nereye gittiğinin
belli olmadığı
17.
Çağdaş insan, düşünce ve duyarlılık açısından bir bütünlük kazanmış kişidir.
Onun olaylara, olgulara, insanlara yaklaşımında çok yönlülük vardır. 0, yerine
göre uygulayıcı, yerine göre bilgedir. Hem kendisine hem de yaşama karşı
eleştirel bir bakış, eleştirel bir bilinç gelişmiştir. Bu nitelikler onu hiçbir
zaman sallantıda bırakmaz.
Böyle nitelendiren çağdaş insan için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Soran, sorgulayan ve
düşünen bir varlık olduğu
B) Özeleştiri yapmaktan
kaçınmadığı
C) Aklı ile duyguları
arasında denge kurduğu
D) Çevresindeki
etkinliklere kuşkuyla baktığı
E) Hem düşünür hem de
uygulayıcı olduğu
18.
Kasaba burnumuzun dibinde. (I) Suyu var, elektriği var. (II) Evimiz pazar yerine
bakıyor. (III) Akşamları kuşların cıvıltısını dinliyorum. (IV) Yaz yağmurlarının
telaşlı serinliğinde çevredeki dağları seyrediyorum. (V)
"Bir hayli gelişmiş bir
yer." sözü yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangilerine
getirilebilir?
A) l. yada ll.
B) l.yada lll.
C) ll. yada lll.
D) III. yada IV.
E) IV.yada V.
19.
Antikacılığın her geçen gün önemi artıyor. Bu tür eşya, sahibine büyük kar
getiriyor. ... kültürel ve sanatsal bir birikim de oluşturuyor; ... ister
ticaret amacıyla ister koleksiyon yapmak için olsun, antikaya bilinçli
yaklaşanların beklentisi, kâr değildir değerini bildiği eşyaya sahip olma, onu
koruma, onun bütünleştiği kültür ve sanatı yayma tutkusudur.
Yukarıda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla
getirilmelidir?
A) Ne var ki ayrıca
Zaten
B) Buna ek olarak çünkü
Aslında
C) Gerçekte sonuç olarak
Yoksa
D) Bu nedenle öyleyse
Ayrıca
E) Ayrıca ama Asıl amaç
20.
(I) Burası, Fas'ın gelir düzeyi yüksek ailelerin tercih ettiği güzel bir tatil
beldesi. (II) Tek olumsuz yanı, nem oranının çok yüksek olması. (III) Elbiseleri
yıkadıktan sonra kuruması için dışarıya asmak, yalnız vakit kaybı. (IV) Burada
günbatımı mutlaka izlenmeli. (V) Bir de Büyükayı takımyıldızının yavaş yavaş
okyanusa dalması ... (VI) Bunları başka bir yerden bu kadar zevkle
izleyemezsiniz.
Yukarıdaki parçayı iki paragrafa ayırmak gerekse, ikinci paragraf kaçıncı
cümleyle başlar?
A) ll.
B) lll.
C) IV.
D) V.
E) VI.
21.
Ben, okuduklarımdan kalanlara, mantar bahçesi adını veririm. Mantar bahçeleri,
ağaçların altına düşen yaprak, dal ve kabuklardan oluşur. Bunları kısa zamanda
beyaz, sarı, yeşil, siyah küf bağlar. Bu küflerin, yani mantarların incecik
iplikleri, koskoca kütükleri, dalları, kabukları çürütüp humusa ekler. Bundan da
yepyeni bir orman fışkırır. Benim çalışmam da buna benzer.
Kendini bu şekilde tanıtan bir yazar aşağıdakilerden hangisiyle
nitelendirilebilir?
A) Okuduklarıyla
izlenimlerini birlikte veren
B) Edindiği bilgilerden
ilginç bulduklarını kullanan
C) Birbirlerinden kopuk
düşünceleri bir düzene koyan
D) Okuduklarından,
değişik bileşimlere varan
E) Bilgi boşluklarını
hayal gücüyle bütünleyen
22.
Ne zaman dostluk konusu üzerinde dursam, hep şu noktayı göz önünde tutmak
gerektiğini düşünürüm: Acaba dostluğu arttıran neden, güçsüzlük ya da ihtiyaç
mıdır? Acaba karşılıklı yardımlaşmaya girişirken insanların amacı, tek başlarına
pek başaramayacakları şeyi bir başkasının yardımıyla elde etmek, sırası gelince
karşılığını yapmak mıdır? Yoksa yardımlaşma dostluğun yalnızca bir özelliğidir
ve dostluğun daha derin, daha soylu, salt doğanın yarattığı başka bir nedeni mi
vardır? Dostluk, insanların sıcak duygularla birbirlerine sıkı sıkıya
bağlanmalarıdır.
Bu parçada görüşlerini belirten kişinin anlatmak istediği aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Dostluğun asıl
kaynağı, insanın doğasında bulunan sevgidir.
B) Dostluk karşılıklı
yardımlaşma sonucunda kurulur.
C) Dostluğun temel amacı
birleşerek güçlenmektir.
D) Dostluğun temelinde
güçsüzlük ve çıkar düşüncesi yatar.
E) Dostluğun doğuş
nedeni insanların yardımlaşma ihtiyacıdır.
23.
Sınıf otuz kişi. Yaşlıların arasında gençler de yok değil. En genç öğrenci yirmi
yaşında. Erkek öğrenci sayısı yalnızca üç. Birbirlerine öylesine
kenetlenmişler ki biri yaşadıklarını anlatmaya başlayınca, ötekilerin gözü
doluyor. Aralarından biri de getiriveriyor öykünün sonunu. Ağır bir hava
oluşuyor sınıfta.
Bu parçada altı çizili cümlede, anlatılan kişilerin hangi yönü üzerinde
durulmaktadır?
A) Geçmişe özİ9m
duymaları
B) Tek başlarına
kendilerini güçsüz hissetmeleri
C) Aralarında, duygusal
yönden sıkı bir bağ olması
D) Olaylar karşısında,
birlikte har9k9t etmek istemeleri
E) Sorunları ele alış
biçimlerinin aynı olması
24.
Okur, bazen ilk bakışta kendisine hoş gelmeyen bir şiiri bırakıverir. "Bundan
bir şey anlaşılmıyor." der. Birçok şeyde olduğu gibi, öğrenmek yerine
bırakıvermek, vazg9çm9k daha kolay gelir ona. Oysa aynı şiiri iki, üç kez daha
okursa, onun kendisine bir şeyler söylediğini görecektir. Giderek bir şiir okuma
alışkanlığı edinecek, şiirden tat almasını öğr9n9C9k, iyi şiiri kötüsünden
ayırmaya başlayacaktır.
Bu parçada, sözü edilen okurun şiir konusundaki tutumuna yönelik eleştiri
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yeterli bilgile
donanmamış olması
B) Değişik örneklerle
karşılaşmaması
C) Bazı anlarda
dikkatini toplamakta zorlanması
D) Seçtikleri ve
okudukları arasında ayrım gözetmemesi
E) Özümleme, sevme
çabalarını sürdürmemesi
25.
Ünlü kişilerin yaşamlarını, yaptıklarını, yaşadıkları döneme katkılarını anlatan
yazı ve kitaplara yaşamöyküsü denir. Yaşamöyküsü belgelere dayanır. Konu olarak
alınan kişilerin mektuplarından, günlüklerinden, anılarından, yapıtlarından
yararlanarak yazılır. Bu türe, Tanzimat Dönemi'nde Namık Kemal "Evrakı Perişan",
Edebiyatı Cedid9'de Süleyman Nazif "Fuzuli", yirminci yüzyılda Yakup Kadri
"Ahm9t Haşim" adlı eseri ile katkıda bulunmuştur. Türk ünlüleriyle ilgili
olarak, İ. Alaattin Gövsa ve edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü'nün de yapıtları
vardır.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?
A) Yaşamöyküsünün
özellikleri nelerdir?
B) Edebiyatımızda
yaşamöyküsü türünde yazılmış ilk eser kimindir?
C) Fuat Köprülü kimdir?
D) Edebiyatımızda,
yaşamöyküsü türünde yazılmış önemli eserler hangileridir?
E) Yaşamöyküİ9rinde
hangi kaynaklardan yararlanılır?
26. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olabilir?
A) Yüzyılımızın insanı
bir buhranın içindedir.
B) Böylelikle alternatif
çözümler sunulabilir.
C) Bununla birlikte yeni
sorunlar da çıkacaktır.
D) Her zaman olduğu gibi
bu defa da bu sorun çözülemedi.
E) Dilin bu işlevinden
kimse haberdar değil.
27.
Elde edilen bunca şeye, sanayi ülkelerindeki bunca ilerlemeye rağmen refah
toplumları bolluktan yana bu kadar yüksek olmalarına karşılık bir noktada güçsüz
kaldılar; huzur ve mutluluk. Bir bunalım, bir sıkıntı almış başını gidiyor.
Bütün yaldızlı haline rağmen hayat anlamını yitirmiştir. Anlaşılmaz bir korku
insanlığı pençesine geçirmiş.
Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A) Ruhsal hastalıklar
çoğalmış; intiharlar artmıştır.
B) Bu insan her şartta
mutlu olmayı öğrenmiştir.
C) İnsan, kalabalıklar
içinde yalnızlaşmıştır.
D) Teknolojinin olumsuz
sonuçları bunlarla sınırlı değildir.
E) Modern hayatın
insanlığa mutluluk getirdiği söylenemez.
28.
En iyi biyografiler, akademik bir disiplin içinde; fakat edebi bir duyarlılık ve
üslupla yazılmış olanlardır. Hele bir de roman gibi kurgulanmışsa ne ala!
Biyografi yazarı güçlü bir özdeşim kurma kabiliyetine sahip olmalı, hayatını
anlattığı şahsın ruhuna nüfuz etmeli, beyninin kıvrımlarında dolaşmalı, hatta
mahremiyetine girmelidir.
Bu parçadan biyografi yazarı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) Biyografi yazarı
hayatını anlattığı şahsın olaylar karşısında n9 düşündüğünü bilmelidir.
B) Biyografi yazarı
tarihi olayları sıralayandan çok belli bir tarzla harmanlayandır.
C) Biyografi yazarı
hayatını anlattığı şahsı mutlaka yakından tanımak zorundadır.
D) Anlattığı şahsın özel
hayatı biyografi yazarı için kaçılan değil üzerine gidilen bir konu olmalıdır.
E) Biyografi, yazarı
titizlikle inceler, roman yazıyor muş gibi aktarırsa daha başarılı olur.
CEVAP ANAHTARI
1C 2A 3D 4E 5B 6C
7D 8D 9A 10D 11A 12D 13B
14C 15A 16C 17D 18A 19E 20C 21D
22A 23C 24E 25B 26A 27B 28B
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder